Kitaplarda Dostlar Gibi İyi Seçilmelidir

Herkesin sevdiği ve ilgi duyduğu bir takım hobileri vardır. Müzik dinlemek, resim çizmek, yazı yazmak, gezmek, kitap okumak vs. bunlara örnek olarak verilebilir. Peki size bir soru, bunlardan en faydalı olan hangisidir? Aslında bu sorunun cevabını vermek mümkün değildir. Kişi hangi faaliyetle uğraşırsa uğraşsın, kendine hep bir şeyler katar ve gelişimini farklı alanlarda tamamlar. Ama şunu belirtebilirim ki kitap okumak kadar faydalı ve güzel bir şey yoktur. Kitap insanın dünyasını değiştirir, geliştirir... Hep başkalarından bir adım öteye taşır. Kelime dağarcığını genişletir, insana farklı bir perspektif kazandırır. Bu yazıda sizlerle kitap okumaya nasıl başladığımı anlatmaya çalışacağım. Lise yıllarıma kadar hiçbir kitabımı baştan sona bitirmemiştim. Edebiyat öğretmenimiz her ay bir kitap okumamızı ve özetini çıkarmamızı istemişti. Fakat verdiği kitapları okumaz, internetten özetini çıkarıp teslim ederdim (Hocam İnşaAllah bu yazıyı okumuyorsunuzdur :D). Böyle yapa yapa 11. sınıfa geçtim. Birgün kendi kendime sordum "Bu yaptığın ne kadar doğru" şeklinde. Sonra neden kitap okumayı sevmediğimi bulmaya çalıştım. Derken yeni bir Edebiyat öğretmeni atandı okulumuza, o da önceki Edebiyatçı gibi kitap özeti istiyordu. Bu sefer hile yapmamaya ve kitabı bitireceğime dair kedime söz verdim. Yeni gelen hocanın en sevdiğim özelliği, kitap türünde bizi serbest bırakması oldu. Eski hocamız sadece "Türk ve Dünya Klasiği" okumamızı istiyordu (Bunun nedenini şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü o tarz kitaplar üniversite sınavında soruluyor). Şimdi geldi sıra kitabı belirlemede "Öyle bir kitap almalıyım ki sonuna kadar gelebilmeliyim" dedim. O zamanın en popüler yazarlarından Kahraman TAZEOĞLU'nun "Bukre" isimli romanını aldım. Evet kulağa çok ergence gelebilir, ama benim ilk bitirdiğim kitap, bu kitaptır. Bukre'yi baştan sona büyük bir heyecanla bitip, özetini teslim ettim. Bitirmiş olmanın verdiği o özgüvenle, hoca ile kitap hakkında konuşmaya bile kalktım. Gerçekten kitap okumanın çok güzel olduğu kanısına vardım. Peki ben nerede yanlış yapıyordum? Benim tarzım nedir? Gibi sorulara cevaplar aradım ve cevabını buldum. Meğerse benim duygusal ve güncel olan kitaplara merakım varmış. Kuzenimin sayesinde Sarah JİO isimli bir yazarın, kitapları ile tanıştım. Bir ayın içerisinde bu yazarın hemen hemen bütün romanlarını okudum. O günden sonra kitap adeta benim  bir tutkum haline geldi. Tabi ki bunda yazmanın payı çok büyük. Çünkü yazmayı çok seviyorum fakat yazı yazmak beni okumaya itiyor. Daha güzel ve değişik yazabilmem için okumam şarttı. Eğer okumadan yazarsam hep bir kısır döngü içinde döner dururdum. Demem o ki; sizde ilgi duyduğunuz alanları keşfedin ve o yönde okumalar yapın. Bu sayede daha okumak isteyeceksiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri Var Mıdır?

Önce Sev, Sonra İlerle

Hayaller Dualara Emanet